Sorun Üründe Değil, Anlatamamakta! Selçuk Softa – Startup Gazetesi için yazdı Startup’lar Neden Görünmez Kalıyor?
Türkiye’de her yıl binlerce startup kuruluyor. Kuluçka merkezleri dolu, demo day’ler kalabalık, pitch deck’ler neredeyse kusursuz. Ürünler iyi, ekipler yetenekli, vizyonlar iddialı.
Ama garip bir gerçek var:
Bu girişimlerin çok büyük bir kısmı kimse tarafından bilinmeden ya kapanıyor ya da sürüncemede kalıyor.
Soruyu açıkça soralım:
Eğer ürün bu kadar iyiyse, neden kimse duymuyor?
Cevap net ve rahatsız edici:
Sorun üründe değil, anlatamamakta.
Startup Gazetesi İçerik
- 1 “İyi Ürün ≠ Bilinen Marka” Yanılgısı
- 2 Startup’ların %80’i Neden Görünmez?
- 3 Medya Görünürlüğü Neden Yatırım Kadar Önemli?
- 4 Görünür Olmayan Startup, Yok Hükmündedir
- 5 PR = Reklam Değildir (Ama Hâlâ Karıştırılıyor)
- 6 Kurucu Markası (Founder Brand) Olmadan Olmuyor
- 7 “Biz Sessiz Ama Derinden Gidiyoruz” Yanılgısı
- 8 Görünürlük Bir Günlük İş Değil, Süreçtir
- 9 Peki Ne Yapmalı? (Stratejik Çerçeve)
- 10 Sonuç: Anlatamayan Kaybeder
“İyi Ürün ≠ Bilinen Marka” Yanılgısı
Startup ekosisteminde en sık duyduğum cümlelerden biri şudur:
“Biz ürünü yapalım, zaten iyi olursa kendi kendini satar.”
Bu cümle, romantik olduğu kadar tehlikelidir.
Evet, iyi ürün çok değerlidir.
Ama iyi ürün, bilinen marka değildir.
Bugün pazarda:
-
En iyi ürünü yapan değil
-
En iyi anlatan kazanıyor.
İnsanlar satın aldıkları şeye değil, inandıkları hikâyeye para ödüyor.
Yatırımcılar da öyle.
Kullanıcılar da öyle.
Medya da öyle.
Bir startup’ın kaderi çoğu zaman şurada belirlenir:
-
Google’a adı yazıldığında ne çıkıyor?
-
Hakkında kim, ne diyor?
-
Daha önce nerelerde görünmüş?
Eğer bu soruların cevabı “hiçbir yerde” ise, ürün ne kadar iyi olursa olsun oyun baştan zordur.
Startup’ların %80’i Neden Görünmez?
Yıllardır medya, içerik ve PR tarafında çalışan biri olarak şunu net söyleyebilirim:
Türkiye’deki startup’ların en az %80’i, görünürlük konusunda aynı hataları yapıyor.
1. PR’ı “Sonradan Yapılacak İş” Sanıyorlar
Çoğu girişimci için PR, yatırım aldıktan sonra yapılacak bir “lüks” gibi görülüyor.
Oysa gerçek tam tersidir:
-
PR, yatırım aldıktan sonra değil
-
yatırım alabilmek için yapılır.
Yatırımcılar sadece ürüne değil, algıya bakar.
Algı yoksa, güven de yoktur.
2. “Basın Bülteni Attık Ama Kimse Yazmadı” Gerçeği
Bu cümleyi duymaktan artık ezberledim.
Ama acı gerçeği söyleyeyim:
Sorun gazetecilerde değil, gönderilen içeriktedir.
Çünkü:
-
Her basın bülteni haber değildir
-
Her ürün lansmanı kamuoyu ilgisi taşımaz
-
Her “biz çok iyiyiz” mesajı okunmaz
Medya şunu sorar:
“Beni ve okuyucumu neden ilgilendirsin?”
Bu soruya net cevap veremeyen hiçbir metin yayınlanmaz.
3. Medyayı Reklam Panosu Sanıyorlar
Bir diğer yaygın hata da şu:
Startup’lar, medyayı ücretsiz reklam alanı gibi görüyor.
Oysa medya:
-
Hikâye ister
-
Veri ister
-
Etki ister
“Biz şu ürünü yaptık” demek yetmez.
“Bu ürün hangi problemi çözüyor, kimi ilgilendiriyor, neden şimdi?” sorularının cevabı gerekir.
Medya Görünürlüğü Neden Yatırım Kadar Önemli?
Bir yatırımcının gözünden bakalım.
Bir girişimci geldi, harika bir sunum yaptı.
Pitch deck kusursuz.
Ekip iyi.
Yatırımcı ne yapar?
Eve gider ve şunları yapar:
-
Google’a startup’ın adını yazar
-
Kurucunun adını aratır
-
Daha önce kimlerle anılmış bakar
Eğer karşısına çıkan tablo şuysa:
-
Hiç haber yok
-
Hiç içerik yok
-
Hiç dijital ayak izi yok
Zihninde şu soru oluşur:
“Kimsenin bilmediği bu yapıya neden ben ilk para koyayım?”
Medya görünürlüğü, yatırımcı için şunları ifade eder:
-
Sosyal kanıt
-
Ciddiyet
-
Süreklilik
-
Riskin azalması
Bu yüzden PR, yatırım sürecinin öncesinde başlar.
Görünür Olmayan Startup, Yok Hükmündedir
Dijital çağda görünürlük bir tercih değil, zorunluluktur.
Bugün:
-
Google’da çıkmıyorsanız
-
LinkedIn’de konuşulmuyorsanız
-
Medyada yer almıyorsanız
Piyasada yoksunuz.
Bu çok sert bir cümle ama gerçek bu.
Bir startup için “ürün kadar önemli” olan 3 şey vardır:
-
Hikâye
-
Güven
-
Süreklilik
Bunların tamamı iletişimle inşa edilir.
PR = Reklam Değildir (Ama Hâlâ Karıştırılıyor)
PR denince hâlâ birçok kişinin aklına şunlar geliyor:
-
Logo koydurmak
-
Ürün fotoğrafı yayınlatmak
-
“Biz çok iyiyiz” dedirtmek
Bunlar PR değildir.
Gerçek PR şudur:
-
Doğru mecrada
-
Doğru hikâyeyle
-
Doğru zamanda
-
Sürekli görünür olmak
PR, güven inşa eder.
Reklam dikkat çeker.
Startup’ların ihtiyacı dikkat değil, güvendir.
Kurucu Markası (Founder Brand) Olmadan Olmuyor
Bir diğer kritik nokta:
Startup’lar sadece ürün markasına odaklanıyor, kurucu markasını ihmal ediyor.
Oysa bugün yatırımcılar şuna bakıyor:
-
Bu kurucu daha önce ne yapmış?
-
Nerelerde yazmış, konuşmuş?
-
Hangi platformlarda var?
Kurucu görünür değilse, startup da görünür olmaz.
İnsanlar markalara değil, insanlara bağlanır.
Kurucunun sesi yoksa, marka da sessizdir.
“Biz Sessiz Ama Derinden Gidiyoruz” Yanılgısı
Bu cümle de çok tehlikelidir.
Sessiz ama derinden gidenler:
-
Genelde kimse tarafından fark edilmez
-
Fark edilmediği için yatırım alamaz
-
Yatırım alamadığı için büyüyemez
Pazarda “en iyi” olmak yetmez.
Bilinen olmak gerekir.
Sessizlik, erdem değildir.
Strateji hiç değildir.
Görünürlük Bir Günlük İş Değil, Süreçtir
En büyük hata:
PR’ı tek seferlik bir kampanya sanmak.
Bir haber çıkınca PR yapılmış olmaz.
Bir röportaj yayınlanınca iş bitmez.
Görünürlük:
-
Süreklilik ister
-
Tutarlılık ister
-
Sabır ister
Startup’lar şunu anlamalı:
PR bir “buton” değil, süreçtir.
Peki Ne Yapmalı? (Stratejik Çerçeve)
Bu yazı bir “şikâyet” yazısı değil.
Bir yol haritası yazısı.
Kısaca özetleyelim:
1. Hikâyeni Netleştir
-
Ne yapıyorsun?
-
Kimi ilgilendiriyor?
-
Neden şimdi?
2. Medyayı Tanı
-
Her mecra aynı değildir
-
Her haber herkese yazılmaz
3. Süreklilik Planı Yap
-
Ayda 1 değil
-
Yılda 1 değil
-
Düzenli görünürlük
4. Kurucuyu Öne Çıkar
-
Yazsın
-
Konuşsun
-
Paylaşsın
5. PR’ı Masraf Değil, Yatırım Gör
-
Nasıl yazılım bütçesi varsa
-
PR bütçesi de olmalı
Sonuç: Anlatamayan Kaybeder
Türkiye’de çok iyi startup’lar var.
Ama çok azı biliniyor.
Çünkü:
-
Anlatmıyorlar
-
Anlatmayı erteliyorlar
-
Anlatmayı hafife alıyorlar
Bu çağda:
“En iyi ürün” değil, en iyi anlatan kazanır.
Startup ekosisteminde ayakta kalmak istiyorsanız, ürün kadar kelimelerinize, hikâyenize ve görünürlüğünüze de yatırım yapmak zorundasınız.
Çünkü kimse bilmediği şeye yatırım yapmaz.
Selçuk Softa
Startup Gazetesi için yazdı.

Hepimiz hayat öğrencileriyiz. Öğrendiğimiz o dersleri ihtiyacı olanlara öğretmek de hayata, ailemize, arkadaşlarımıza, ülkemize, insanlara borcumuz. Bu sebeple hepimiz aynı zamanda bir öğretmeniz. — İnsan “DeNiZiN” olmadığı yerde… “UmuT” adına MARTI olmalı… Olmalı ki kararmasın yarınlar.



